2 Eylül 2016 Cuma

BEN!

Sana bir cümle mi? kurmak gerekli

Gözlerimden'de anlayabilirsin.

Sana duygular mı? gerekli

Ağlamadan'da bilebilirsin

Sana seni seviyorum demek mi gerekli

Yanındayım ya yeterli değil mi?

Seni sevmek için illa sarılmak, özlemek, konuşmak mı? gerekli

Gerekli değil ! ben senim zaten.

KARMAŞIK

Karmasık düşünceler var aklımda

Aklımın içini okusan yaşayamazsın belki

Kalbimde feryad eden bir sey var

Onu duysan ölürsün belki


Sadece seni sevmekmi sandın

Sadece senin uğruna ağlamakmı ? sandın

Yoksa mutlu olmak mı ?


Duyguların ötesine çıktım ben senin için.

5 Eylül 2015 Cumartesi

mi?

unutmak iyi gelir mi? bilmiyorum size iyi geldimi acaba sormak istiyorum
ağlamak iyi gelir mi?
umutsuzluk iyi gelir mi?
isyan etmek iyi gelir mi?
ya çaresizlik
hiç bir şeyin iyi geleceğini sende iyi biliyorsun
bunları okuyorsun biliyorum
yanlızlığını bildiğin için
yanındakiyle mutlu olamadığın
sana rol yaptığı
kurtulmak istiyorsun bu durumdan
kaçamıyorsun mutsuzluğundan
mutluluğu yapmacıklıkta buluyorsun 
sana mutlluklar ozaman.

29 Ağustos 2015 Cumartesi

parasız bir dünya

Başlığı görüpte yanılmayın ben oraya doğru yazdım parasız bir dünya nasıl diye soracaksınız tek tek açıklayacağım.
  Şimdi sen düşünüryorsun parasız hayat nasıl olur para olmadan bi bok alamayız bir cok yapamayız bir amacımız olmaz diye soruyorsundur kendi kendine ama cok basit yolu var ilk önce sıfırdan başlayalım parayı kim buldu lidyalılar niye buldu ilk başta takas yapıyorlardı ve bu takas yapılan esların değerleri bir birlerini karşılamadığı için sikke yi buldular ve para oluşmaya başladı peki deseydi biri hopp biz paraya karşı cıkıyoruz biz bir kağıt parcasıylamı verdiğimiz erzaklara değer biçecez ama olmadı işte buldular coğu kişi lidyalılara küfür ediyordur parayı niye buldular amına koyayım para olmasaydı calışmazdık para olmasaydı sınıf kavramı olmazdı 
şimdi gelelim örneklere sizin giydiğiniz esyayı satın alıyorsunuz dimi evet öyle pek ala bunu evimizde üretebilirdik bunu nasıl mı yapacağız annemiz bize yün bir şeyler örebiliyor bizde bunları giyoruz aslında giysilerimizde öyle üretilebilirdi bu ne oldu ihtiyactan dolayı boş zamanlarda yapılabilrdi.yemek ihtiyacımız bahceden sağlayabilir koyun  bakabilirdik .
he diyorsun ki ben oturduğum evi nasıl oluşturcam eskiden samandan ve camurdan oluşum oluyordu evler yazın soğuk kışın sıcak oluyordu bu evler herkez kendi evini yapabilirdi diyorsun doktor olmazdı evet olur nasıl mı? ilk önce eğitim sistemine gelelim ;onlardan önce kitap oluşumu siz diyor sunuz kitap ansiklopeti v.s seyleri kim yazardı parsız bir şekilde sanıyormusunuz yazarlar .cok para mı kazanıyor hayır sevdikleri için yapıyorlar ve boş zamanları olsaydı insanların milyonlarca kişi kendi bildiklerini bir yerlere yazar kitap olarak derlerdi ve bu kitapları okuyan insanlar gercekten insanlara yarı dokunsun diye öğreti cıkardı bu öğrediler doktorlar ,mimarlar ,mühendisler yetiştirebilirdi nasıl mı milyonlarca insanlar vardır insanlık adına kendini yetiştiren hümanist insanları sevdiği için birşeyler yapan milyonlarca insan vardır inanın bana,yazı bukadar bitmiyor aslındada size bir sürü örnek yazabilirim,sadece aklınızda ışık uyandırmak istedim uyandıysa ne mutlu bana, ilerde inşallah daha uzun ve detaylı bir yazı yazarım .

30 Mart 2015 Pazartesi

Sevmek

Göz yaşları kadar gizlidir ,seni sevmek
Sevmek ölmek için değil
Yaşamak içindir
Başkaların sözlerine bakıp kopmamaktır
Aşk için sevmektir
Bir kuşu sevmektir
Bir kelebeği avucunun içinde sımsıkı tutmak
Avucunun içinde boğmamaktır sevmek
Bazen serbest bırakmaktır
Uzaklara ucmasına izin vermek
Seni özlemesini sağlamaktır
En uç noktalarda birbirini bulmaktır
Hayatını adamaktır.
Sevmek sevmektir işte.

9 Mart 2015 Pazartesi

Gizemli kişi

   Ata;işten eve, evden işe gelen bir moton hayat süren biridir.Yapacağı tek mutluluğu eve gelip bilgisayarında oyun oynamak , oyun dediysem iyi  bir oyun değil he facebook oyunları oynayan biri bütün hayatı öyle gecmektedir .Calıştığı yerdede kaynakcılık yapar. Kazandığı para ise asgari ücrettir.Hep kendini yazar olma hayalleri kurarak gecirmekte ama bir tek kelime bile yazmamaktadır.Neden mi? aslında korktuğundan bir tostoy,bir dostoyevski olamaz diye hayal etmektedir. Çünki ona sunulan hayat budur. Ailesinden hep'' sen bir bok olamazsın, sen salaksın, senden olsa olsa coban olur''.diye baskılara magruz kalmış biridir. Karar verir önemli biri olacağım kimsenin yapmadığı bir şey yapmam lazım ne biliyim müzik calsam,kitap yazsam ,resim yapsam diye umut eder ama onların iç birini yapamaz.'' Bende o kabiliyet yok'' der. Hep aslında herkezde o kabileyet vardır. Kimse nereden başlaması gerektiğini bilemez .
   Bir gün ata eve gelir evdekilere selam verir. Annesi ''ata sana bir mektup geldi''gözlerin parlar. Yinemi borc yinemi diye düşünür. Zarfı acar. ''Seni tanıyoruz sen aslında bizdensin , sen bizim kim oluduğumuzu bilmiyorsun'' diye yazmaktadır. Korkar ata- kim bunlar ben ne yaptım ki!- düşünür. Mektubun sonundada bizden cevap bekle diye yazmaktadır.Korkar ama elinden bir şey gelmez günler günler gecer bir gün yine mektup gelir. Acar mektupu . '' Senden kadiköydeki boğanın orda beklemeni istiyoruz. ''Gider boğanın önünde beklemeye başlar. Sanki saatler hiç gecmeyecek gibi bekler,dakikalar saatler gibi gelir. Araba ile biri yanaşır. Yanına içeriden biri'' hadi bin birşey söyleme'' der.Ata biner mecburuyiden ne yapcanı bilmez tabiki bunun ucunda ölümde olabilir.
   Gider giderler, bilmediği yerlere istanbuldan cıkmışlar, kırsallığa varmışlardır. Kırsallıkta indirir.''Seni buraya niye getirdiğimizi merak ediyorsun , sana herseyi acıklacağız ''  Birazdaha ilerlerle boş arazide kocaman bir taşın önünde dururlar.Taş acılır. Ata daha tedirgin olmaya başlar.'' Hadi gir'' der.Yapacak bir şeyi yoktur. Girer . Geniş bir mağara ağızının içinden girerler. Biraz ilerledikten sonra ışıklar tek tek yanmaya başlar girdiklerinde derki Ata'' ben nerdeyim''Adam'' herşeyi anlayacaksın şimdi''.
    Bir km kadar ilerler , bir kapıya gireler. Oda da heryerde bilgisayar, kocaman ld monütörler vardır.Mönütörleri gözterir. Heryerde insanları izlemektedirler. Evleri bile izlemektedirlerAdam ''görüyormusun buradaki herkez bir şeyler olmak istiyor, olamayacağı birşey ama düşün, herkeze istediğini versek ne olur. Bu hayatta biliyor musun? kaos olur''der.Ata''siz kimsiniz ne istiyorsunuz benden''.Şimdi sana göztereceğiz bilgisayara yaklaşır .Bir kişiyi gözterir, monitörden '' bunu görüyormusun ne yapcak'' Bilgisayarın klavyesinden bir şeyler yazar.  O gözterdiği kişi okadar zeki okadar kürtürlü birine benzemeyen biri resim yapmaya, müzik calmaya başlar. Şaşırır. Ata- nasıl oldu bu- diye tekrardan eski haline geri döndürür. Gözterdiği kişiyi. ''Senide böyle yapacağız ama senin kibirli,ego sahibi olmaman sartıyla eğer öyle biri olursan seni eski haline geri getiririz.'' Ata bunu kabul eder.

8 Mart 2015 Pazar

mutluluk

Bir tuhaf hikaye idi amacımız
bir tuhafllıklar söreniydik
bir caresizlikler 
bir üzünler
biz fakirdik
biz zengin
fakirliğimiz parasızlıktan
zenginliğimiz gönlümüzden
aç değildik ,boğun eğmedik
eyvallahımız yoktu ,ama yinede 
üzüldük fakirliğimizden
niye diye sorduk
niye biz fakiriz
bazılarımız ateist oldu
bazılarımız zengin oldu
gönül zengini oldu
gönlü dolu dolu 
hayalleri dolu dolu 
buysa fakirlik mutluyum ben fakirliğimden

2 Mart 2015 Pazartesi

şizofren

   Efe dışarıdan eve gelir,kapıyı açar.''Ben geldim millet iyi günler '' der.Her zamanki gibi bilgisayarın başına oturucakken aklına dünkü yatırmadığı internet faturası gelir,kitaplığın oraları karıştırmaya başlar.Gözünün önüne dostoveski'nin kitabı takılır.Bi an duraklar -o kitabı bir yerden hatırlıyordur ama nerden?-düşünür.
   Telefon'un çalar saati çalmaya başlar.Uyanması lazımdır.Planları vardır.Kalkar yatağı darmadağın bırakır.Elini yüzünü yıkamaya banyoya gider yüzünü yıkar.saclarını en sevdiği jölesinden sürer.Üstünede kırmızı bir pantolon,gömlek,deri ceket giyer.Dışarı son cıkmadan önce telefonuna bakar saat sekizi gecmektedir.Telefonundaki facebook uygulamasını açar arkadaşlarının ne yaptıklarına bakar.Aslında orada gördüğü arkadaşlarına özenir birazda -benim yaşadığım hayata bak bir de onlara ne kadar mutlular -hep böyle gecirir aklından .Twiter'a bakar birazda ''günaydın bugün dolaşmaya gidiyorum ''yazar.Son olarakta instengrama göz gezdirir.Evden dışarıya çıkar kullaklığını takmış ,hiç bir şey umurunda olmadan ,salakca mağaza vitrinlerine bakarak dışarda dolaşır .Mağaza vitrinlerinede -ne kadar yakışıklığım ben öyle benden daha yakışıklı yok -dermiş gibi bakmaktadır.Karşıdan tanımadığı biri omzuyla efe'nin omzuna cok şitteli olmasada afif bir şidettle vurur.Efe kullaklığını cıkarır ''hop birader önüne baksana lan koskoca yol darmı geldi'' der.
      Adam=beni tanımadınmı ahmet?
      Efe=ahmet mi? ahmet kim lan manyak mısın birader .
      Adam=tamam ahmet öyle olsun kusura bakma
      Efe =hala ahmet diyor amına koyuyayım 
      Adam =tamam ahmet kusura bakma özür diledik 
      Efe =siktir git ya sbah sabah çattık ya amına koyayım kim lan bu ahmet sikerim ya 
   Efe mal mal dolaşmaktan sıkılımış,eve döner.Bilgisayarın başına oturur facebookta ,oyunlarını kontrol eder mesajlarına bakar salak salak resimlere güler.Twitere girer ''iyi kşamlar ''yazar. Nerde olsa tuvalete gittiğinide yazacaktır.
      Sabah kaldığı zaman dışarıdan gazte almaya gider .Her gün yaptığı gibi gazete almak onun için olağan bir şey haline dönüşmüştür.Zaten a sosyal biridir ahmet gezmeyi sevmez sadece araştırmayı kitap okumayı sinemaya gitmeyi v.s şeyleri sevmektedir.Yolda hüseyinle karşılaşır .
       Hüseyin=gecen beni niye tanımadın lan 
       Ahmet=ayıp ettin moruk ben seni niye tanımayayım 
       Hüseyin=bir dünya küfür ettin lan olum sen iyi misin bir doktora filan git
       Ahmet=ne zaman ettim moruk hiç hatırlamıyorum
       Hüseyin =neyse hadi görüşürüz sonra 
     Ahmet gaztesini almış evde çayını yapmış gazetesini okur .son sayfasına kadar hiç bırakmadan okur gazeteyi cok sever onun için tutkudur okumak, .Dostoveski'nin kitabını alır. Ayracıyla ayırdığı yerden devam eder okumaya- herkez kitap okusa belki türkiyede belkide dünyada sorun kalmayacak ama bazılarımız okumuyor sıkılıyor işte- onun için okumak tutkudur her zaman ve öyle kalacaktır.
      Efe elinde kitap varken bunları düşünür işte ama kitabı kapattıktan sonra yine eski haline dönecektir. Değişen bir şey olmayacaktır. Çünki onu yaşadığı eski değerler değil yeni değerler önemliydi. Yeniler televizyonda gördüklerine özenir, filmde gördüklerini taklit eder, giysilerini giyer ,onun markalarından satın alırlar .